Kalp 4 adet odacıktan oluşan bir organdır. Her iki kulakçık (atriyum) ile karıncıklar (ventrikül) arasında bağlantıyı sağlayan 2 adet kapak vardır. Bunlar mitral ve triküspit kapak olarak isimlendirilmektedir. Karıncıklar kanı aort ve pulmoner kapak vasıtasıyla sırasıyla tüm vücuda ve akciğerlere pompalar. Bu kapaklarda, kanın geçişini engelleyen darlıklar veya kalbin kasılması sırasında kanın geri kaçışına sebep olan durumlar kalp kapak hastalıkları olarak isimlendirilmektedir. Kapak hastalığı en sık olarak mitral ve aort kapakta görülmektedir. Kapak hastalıkları nasıl oluşur? Kalp kapak hastalıkları doğuştan ya da sonradan olabilir. Doğuştan olan kapak sorunları genellile çocuk yaşlarında ortaya çıkardığı şikayetler nedeniyle erken tespit edilirler (örn: mitral darlığı, mitral yetersizliği vs..). Aort kapağında 3 yerine 2 kapakçık olması ile karakterize doğuştan bir hastalık olan biküspit aortada ise kapakta erişkin yaşlarda darlık oluşacağından 40- 50’li yaşlarda belirti verebilir. Kalp kapak hastalıkların en önemli sebeplerinden bir bölümünü kalp kapağının iltihabi olarak yada enfeksiyonla harabiyeti oluşturmaktadır. Bu sorunlardan ilki, romatizmal kapak hastalığı (kalp romatizması) olarak bilinmektedir. Bu durum, özellikle bademcik iltihabına sebep olan bakteriye karşı vücudun savunma maksadıyla ürettiği maddelerin oluşturduğu reaksiyonun bir sonucudur. Tüm vucutta oluşan bu reaksiyon, kapaklarda iltihaplanmaya neden olarak kaçaklara (örn: mitral yetersizliği) ve uzun dönemde darlıklara yol açmaktadır. En sık kapak hastalıklarında olan mitral darlığın en önemli sebebi bu olaydır. Ateş yükselmesiyle seyreden bu iltihabi olay eklemlerde de gerçekleştiğinden dolayı, kalp romatizması olan kişilerde eklem bölgelerinde ağrı veya iltihabi durum ortaya çıkmaktadır. Kalp romatizmasından diğer etkilenen organlar beyin ve cilt dokusudur.  Kalp kapaklarının iltihabi veya enfeksiyonla harabiyetine dayanan diğer hastalık grubu enfektif endokardit olarak isimlendirilmektedir. Bu durumda, zaten kalpte mevcut olan delik veya kalp kapaklarındaki anormallik nedeniyle, kanla taşınan bir mikrobiyal bir etken kapakta yerleşir. İçi mikroorganizmayla dolu bir kitle oluşturarak, hem sürekli bir enfeksiyon kaynağı haline gelir hem de kapakta hasara sebep olur. Bu hastalıkta da en önemli belirti ateş yükselmesidir. Kapakta yaptığı harabiyetin sonucunda ise kapaklarda kanın geri kaçışı yani kapak yetersizliği gerçekleşir. Kalp kapaklarında yetersizlik veya kanın geriye kaçışının diğer nedenleri arasında, yaşlanma, kalp krizi, travma ve tümör vb. faktörler yer alır. Kalp kapaklarında daralmanın diğer nedenlerinden bazıları ise, yaşlanma ve tümördür. Kapak hastalıklarının belirtileri nelerdir? Kalp kapağı hastalığı iki şekilde sorun oluşturarak belirti verir. Darlık durumunda (örneğin mitral darlık), kalbin pompalaması esnasında kan bir odacıktan diğerine veya vücuda / akciğere yeterli miktarda iletilemez. Bu durumda ortaya çıkan en önemli belirtiler, nefes darlığı / nefeste kesilme, çabuk yorulma, baş dönmesi ve ileri durumda eforla ilişkili bayılma gibi belirtiler ortaya çıkar. Darlık durumunda ileri gönderilemeyen kan daha geride birikip basınç artışına sebep olur. Bu da, darlık gerisindeki kalp odacıklarında ve dokularda kanın göllenmesine sebep olur. Kanın göllenmesi akciğerde ise özellikle geceleri nefes darlığı ile uyanma, gece yatarken oluşan öksürük, öksürük veya nefes darlığı ile düz yatamama ve ileri durumda otururken bile nefes darlığı oluşur (akciğer ödemi). Kanın göllenmesi daha da geride olursa, boyun damarlarında belirginleşme, karaciğer bölgesinde ağrı ve şişkinlik, karında su toplanması, ayak bileklerinde ve bacaklarda şişme ile sonuçlanır. Kalp kapak hastalığının diğer şekli, kalp kapağının kapalı olması gereken durumda iken yeterli kapanamaması olarak bilinen kapak yetersizlikleri (veya kaçakları)’dir. Kapalı durumda olması gerekn kapağın tam kapanamaması durumunda kalbin kasılması esnasında ileri doğru gönderilmesi gereken kan geriye doğru kaçar. Bu sırada hem ileriye doğru kan yeterli miktarda gönderilemez, hem de geriye kaması nedeniyle geri tarafta göllenme olur. Bu sürecin devamında kalp odacıklarında büyüme ve zamanla kalbin pompalama gücünde azalma olur. Sonuçta, nefes darlığı ve çabuk yorulmasın ön planda olduğu kalp yetersizliği bulguları ortaya çıkar. (bkz. kalp yetersizliği) Kapak hastalıkları nasıl tedavi edilir? Kalp kapak hastalıklarının tedavisi, sorunun türüne, hangi kapakta olduğuna, sorunun ciddiyetine, belirti verip vermemesine bağlıdır. Bu soruların çoğuna cevap verebilecek en önemli tanı yöntemi ekokardiyografi (EKO) olarak isimlendirilen tetkiktir. Bazı durumlarda, hastalığı ciddiyetini daha iyi anlamak veya özellikle cerrahi gereken hastalarda ek olarak kalp damar hastalığının olup olmadığını araştırmak amacıyla kalp kateterizasyonu veya koroner anjiyografi gibi girişimsel tanı yöntemleri gerekebilir. Belirti vermeyen ancak tetkikler esnasında saptanan çoğu kapak hastalığı, belli peryotlarla EKO yardımıyla takip edilir. Şikayetlere veya kalpte yapısal bazı sorunlara yol açtığında ilaç veya girişimsel yöntemlerle tedavi başlanmalıdır. Kapak hastalıkları ilaçlarla düzeltilemez. İlaçlar, yalnızca hastaların yakınmalarını azaltır ve bazı hastalarda kalpte bozulmayı yavaşlatır. İlaçlara rağmen ciddi kapak sorununa bağlı şikayetler devam ediyor veya kalpte kalıcı bozulma olmuş ise; bu kez kapaktaki sorunu düzeltici cerrahi veya perkütan (anjiyo yöntemi ile) girişimsel müdahale gerekir. Cerrahi tedavi: Kapak hastalıklarının cerrahi olarak tedavisi, çok uzun süredir yapılan ve hastalar açısından güvenliği kanıtlanmış bir yöntemdir. Klasik bir kapak cerrahisi, daralmış ya da kanın geri kaçışına neden olan hastalıklı kapağın çıkarılarak yerine metalden veya özel dokulardan yapılmış yapay bir kapağın konması şeklinde yapılır. Özellikle metalik kapak takılan kişilerde kapak üzerinde pıhtı oluşmaması ve beyin gibi uç organlara pıhtı atmasını önlemek amacıyla hayat boyu Kumadin (Coumadin / Warfarin) denen pıhtı önleyici ilaçların kullanılması gereklidir. Bu tedavinin kullanımı ve takibinde özel zorluklar mevcuttur. (bkz. pıhtı önleyici ilaçlar) Kalp kapak hastalıklarının güncel cerrahi tedavisi ise daha çok kapağın cerrahi olarak tamiri şeklindedir. Kapak tamiri özellikle kapak yetersizliklerinde ön planda tutulmaktadır. Cerrahi ile tedavi edilmesi kararı verilen kapak hastalıklarında kapağın değiştirilmesi (replasmanı) veya tamiri arasındaki tercih özellikle kapağın yapısal durumuna bağlıdır. Bu tercihte özellikle yemek borusu yoluyla yapılan EKO testi (transösefajiyal EKO / TEE) önemli bir yere sahiptir. Balon valvüloplasti tedavisi (balonla kapak genişletme): Kasık yoluyla (anjyo yöntemi ile) yapılan bu tedavi, özellikle en sık romatizmal kapak hastalıklarından biri olan mitral kapak daralmasında (mitral stenoz) uygulanır. Kapak yapısı çok bozulmamış, kaçağın eşlik etmediği seçilmiş mitral darlığı hastalarında ameliyat gerekmeksizin yapılan bir tedavi yöntemidir.  Bu tedavi esnasında, önce kasık yoluyla toplar damara girilir. Toplar damar vasıtasıyla kalbin sağ kulakçığına ulaşıldıktan sonra iğne ile kulakçıklar arası yapıdan delik açılarak sol kulakçığa geçilir. Sönük haldeki balon dar olan mitral kapak içinden geçirildikten sonra balon şişirilerek darlık giderilmeye çalışılır. Bu işlem, uygun olgularda ve özellikle deneyimli ellerde genellikle başarı ile sonuçlanır. Bu işlem esnasında, her girişimsel işlemde olan risklere ek olarak, iğne ile delme sırasında acil kalp ameliyatını da içeren ek olumsuz sonuç olasılığı da vardır. (bkz. Mitral Balon Valvüloplasti) Klips yöntemi (mitral clips): Bu girişimsel tedavi, özellikle kalp yetersizliğinin eşlik ettiği ve yüksek riski nedeniyle ameliyatla tedavinin mümkün olmadığı mitral kapak kaçağı (mitral yetersizliği) olan hastalarda son yıllarda uygulanan bir yöntemdir. (Ayrıntılar...) Yine kasık yoluyla sol kulakçık ve hastalıklı mitral kapağa ulaşıldıktan sonra, kapanması sorunlu olan mitral kapağın kulakçık ve bağlantılı yapıları klips veya mandallanarak optimal kapak kapanması sağlanmaya çalışılır. TAVI (anjiyo yöntemi ile aort kapağın değiştirilmesi): TAVI (transcatheter aortic valve implantation), açık kalp cerrahisi olmaksızın, damar yoluyla özellikle daralmış aort kapağın içine kalbin tüm vücuda uygun miktarda kan pompalamasına izin veren yapay kapağın yerleştirilmesi yöntemidir. Aort kapak daralması (veya aort stenozu) özellikle yaşlılarda görülen, aort kapağın yeterince açılamaması nedeniyle kalbin vücuda yeterli miktarda kanı gönderememesine neden olduğu ciddi bir kapak hastalığıdır. Şikayetlere yol açtığında bu sorunun geleneksel tedavisi, açık kalp ameliyatı ile hasta kapağın çıkarılıp yerine metalden veya dokudan yapılmış yapay kapağın konması (aort kapak replasmanı - AVR) şeklinde yapılmaktadır. Ancak, aort kapak daralması özellikle yaşlılarda görülmekte olup, bu yaş grubundaki çoğu hastada damar hastalığı, kalp yetersizliği, böbrek yetersizliği, akciğer sorunları gibi eşlik eden faktörler nedeniyle açık kalp ameliyatı riski fazladır. Üstelik ameliyat sonrası bu hastaların bakımında ve yaşam kalitesinde ciddi sorunlar olabilmektedir. Bu nedenlerle birçok hasta hayatını ciddi etkileyen şikayetlere rağmen tedaviden mahrum kalmaktadır. TAVI tedavisi, ciddi aort kapak darlığı olan insanların açık kalp ameliyatı ile tedavi edilmelerinin yüksek riskli olduğu veya ameliyat edilemediği durumlarda uygulanan bir tedavi yöntemidir. İşlem, tercihen kasık damarı yoluyla vücuda girerek yapılır. Kalp anjiyosuna benzer şekilde kasıktan kalbe ulaşıp, teller kullanılarak kalp kapağı geçilir. Önce dar kapak genişletilir, ardından yapay yeni kapak hastalıklı kapağın içine yerleştirilir. Açık cerrahiye göre en önemli avantajı, işlem riskinin az olması ve işlemden sonraki gün, hastanın ertesi gün günlük işlerini görebilir hale gelebilmesidir. (Ayrıntılar...)